İkinci fıkrada tanımlanan suç, haberleşmenin içeriğinin ifşa edilmesi ve yayılmasıyla yani yetkisiz kişiler tarafından öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur.
Telefon Görüşmelerini, Sms veya Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Nedenle Yayınlamak Suç mudur | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Koçak, Eskişehir Avukatı HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesine göre(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden…
Telefon Görüşmelerini, Sms veya Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Nedenle Yayınlamak Suç mudur | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek…
Telefon görüşmeleri, sms veya Whatsapp mesajlarının haklı bir nedenle yayınlanması suç mudur? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Koçak, Eskişehir Avukatı HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesine göre(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden…
Telefon Görüşmelerini, Sms veya Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Nedenle Yayınlamak Suç mudur | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesine göre(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden… Telefon Görüşmelerini, Sms veya Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Nedenle Yayınlamak Suç mudur | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Koçak, Eskişehir Avukatı HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek…
BLOG
Telefon görüşmelerini, sms veya Whatsapp mesajlarını haklı bir nedenle yayınlamak suç mudur?
HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU
Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesine göre
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin ihlali, haberleşme içeriklerinin kayda alınması suretiyle gerçekleştirilirse, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini, diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu bilgilerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
'Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin öğrenilmesi suretiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin yöntemi suçun oluşumu açısından önemli değildir. Örneğin bu haberleşme mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta ile yapılabilir. Bu suç için önemli olan haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmış olmasıdır. Haberleşmenin tarafı olmayan bir kişi de bu suçu işleyebilir. Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlal edilmesi bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak haberleşmenin içeriğinin, yani konuşulanların veya yazılanların kaydedilmesi suretiyle bu gizliliğin ihlal edilmesi bu suçun nitelikli hali olarak tanımlanmıştır. Örneğin telefon konuşmalarının ses kayıt cihazı ile kaydedilmesi halinde suçun bu nitelikli hali gerçekleşmiş olur. Belli bir suça ilişkin soruşturma kapsamında, Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu kuşkusuzdur. Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Haberleşmenin içeriği hukuka uygun bir şekilde veya birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle öğrenilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, haberleşmenin içeriğinin ifşa edilmesi ve yayılması, başka bir deyişle yetkisiz kişilerin öğrenmesinin sağlanmasıyla oluşur. Fıkra metni bu ifşanın hukuka aykırı olduğunu açıkça vurgulamaktadır. Bu itibarla, örneğin kişiler arasındaki telefon görüşmelerine ilişkin kayıtların savcılığa veya mahkemeye verilmesi ya da duruşmada açık olarak dinlenmesi veya okunması halinde söz konusu suç oluşmayacaktır. Öte yandan, kişiler arasındaki konuşmaların içeriğinin, yasalara uygun olarak kaydedilmiş olsalar bile, soruşturma devam ederken örneğin televizyonda veya gazetelerde yayınlanması halinde bu suç oluşacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, haberleşmenin içeriğinin karşı tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa edilmesi suretiyle haberleşmenin gizliliğinin ihlali ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için ifşanın alenen yapılması gerekir. Bu itibarla, örneğin bir kişinin kendisine gönderilen bir mektubu gönderenin bilgisi ve rızası dışında başkasına okutması halinde bu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, mektubun gönderenin bilgisi ve rızası dışında alenen okunması, başkaları tarafından okunmasını sağlamak amacıyla bir yere asılması veya basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde bu suç oluşacaktır.
Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi emsal bir kararında 'sanığın, emrinde çalışan kardeşinin disiplin cezası alması nedeniyle kendisini telefonla arayarak hakaret ve tehdit eden katılanla yaptığı konuşmayı kaydedip telefonun hoparlörünü açarak odasındakilere dinlettikten sonra konuşma seslerini içeren CD'yi Cumhuriyet Başsavcılığına vererek şikayetçi olduğu olayda sanığın kendisine yönelik hakaret ve tehdit içeren konuşmayı başka şekilde ispatı mümkün olmayan bir halde iken kaydettiğinin kabulünün mümkün olmadığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, bu durumda hukuka aykırı davrandığının bilinciyle hareket ettiğinin söylenemeyeceği, . .. . 'Yapılan yargılama sonunda sanığa yüklenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ile haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına karar verilmiştir: 2013/30383Karar : 2014/14161Tarih : 09.06.2014 Yargıtay
'Sanığın yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan Selvi ile yaptığı özel telefon görüşmesini kaydedip katılan Selvi'nin eşi olan katılan Murat'a rızası dışında göndererek ifşa ettiği olayda; sanığın tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini karşı tarafın rızası olmaksızın ifşa etmesi nedeniyle eylemin TCK'nın 132/3. maddesi uyarınca haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmelidir. T.C. Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi E: 2014/1714 K.' 2014/18859 T: 29.09.2014
'Sanığın, yeniden delil elde etme imkanı bulunmayan bir durumda iken, kaybolması muhtemel mevcut delillerin muhafazasını sağlamak amacıyla değil, katılan hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına yapılacak şikayete ve boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla, hazırlıklı ve planlı bir şekilde, gizlice ses kaydı yapıp, bu ses kayıtlarını içeren CD'yi delil olarak adli makamlara sunduğu, somut olayda, sanığın hukuka uygun hareket ettiği kabul edilemeyeceğinden, atılı suçun yasal unsurları oluşmuştur' T. T.C. Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi Esas : 2014/11623 Karar : 2015/20 Tarih : 12.01.2015
Davalı ile davacının eşi arasında devam eden şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası bulunması halinde, davalı ile davacının eşi arasında yaşanan olaylar nedeniyle, davalının davacı ile telefon görüşmesi yaptığı sırada, davacının kendisini kasten yaralaması ve tehdit etmesi nedeniyle davalının bu telefon görüşmesini rızası dışında kaydedip daha sonra CD'ye aktararak boşanma davasında delil olarak sunması, davalının iletişimin içeriğini kaydetmek ve bu kaydı içeren CD'yi derdest dava dosyasına delil olarak vermek şeklindeki eylemleri, davalının iletişimin içeriğini kaydetmek ve bu kaydı içeren CD'yi derdest dava dosyasına delil olarak vermek şeklindeki eylemleri, TCK 134/1-2. TCK m. 134/1-2 ve TCK m. 132/3. Maddede yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilecek ise de, görüşme detaylarının dökümünü üçüncü kişi veya kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltıp dağıttığı yönünde bir iddiası bulunmayan sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispata yönelik eyleminde hukuka aykırı davrandığının bilinciyle hareket etmediği anlaşılmış olup, sanığın beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sanıklar hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan TCK 136/1 maddesinin uygulanması istenen iddianamede, sanıkların katılan ve katılanın arkadaşının facebook hesaplarından birbirlerine gönderdikleri mesajları ele geçirerek kendi lehlerine yaydıkları şeklinde nitelendirilen eylemlerinin TCK 132/1 ve TCK 132/2 olarak tanımlandığı belirtiliyor. madde ve fıkralarda haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir; Ancak bilgisayarın katılan tarafından açık bırakılması nedeniyle katılanın Facebook mesajlarını tesadüfen gören sanık Lülşah'ın, katılanın kendisine, annesine, personel amiri olan diğer sanık Bülent'e ve bir başka işyeri arkadaşına karşı haksız bir saldırıda bulunduğu kanaatine varması üzerine ve başka türlü ispatı mümkün olmayan bir durumda iken Sanık Bülent'in iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini kanıtlamak ve kaybolması muhtemel delilleri muhafaza etmek amacına yönelik eylemlerinde hukuka aykırı davrandıklarının bilinciyle hareket ettikleri kabul edilemeyeceğinden, sanıkların eylemlerinin CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE karar verilmesi gerektiğinden Sanıklara isnat edilen suçlar kanunda suç olarak tanımlanmamıştır. C. Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi Esas : 2015/12942 Karar : 2017/874 Tarih : 08.02.2017
'Somut olayda, katılanın suç tarihinden yaklaşık bir yıl sonra sanık dışındaki diğer kişilerle yaptığı bir görüşmede suça konu olaydan bahsederek dosyadaki tehdit içeren ses kaydını alması karşısında, ses kayıtlarını başka şekilde ispatı mümkün olmayan bir durumda mı kaydettiği yoksa bir planlama dahilinde mi kaydettiği tartışıldıktan sonra ses kaydının hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir' T.C. Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi Esas : 2015/25539 Karar : 2020/916 Tarih : 15.01. 2020 'Sanığın eve yerleştirdiği ses kayıt cihazı ile kendisini aldattığından şüphelendiği katılanın eşi ile yaptığı telefon konuşmasını kaydederken katılanın kendisini aldattığı öfkesi ile katılana hakaret ettiği ve katılan ile konuştuğu kişi olan tanığı karşı karşıya getirdiği iddia olunan olayda Katılanın taraf olduğu haberleşme içeriklerini üçüncü kişi veya kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltıp dağıttığı iddiasında bulunmayan sanığın, katılan aleyhine açtığı boşanma davasındaki iddialarını ispatlamaya yönelik eyleminde hukuka aykırı davranma bilinciyle hareket etmediği, katılanın kendisini aldatmasına tepki olarak hakaret suçunu işlediği gözetildiğinde, yerel mahkemenin beraat ve ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı ceza'. C. YARGITAYİkinci Ceza Dairesi Esas : 2018/8131 Karar : 2019/4463 Tarih : 03.04.2019
'Sanığın boşanma aşamasında olduğu eşi katılanın facebook adresine girerek katılanın mesajlaşma içeriklerini alıp aralarında devam eden boşanma davasında delil olarak sunduğunun iddia ve kabul edildiği olayda, katılanın taraf olduğu mesajlaşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltıp dağıttığı iddia edilmeyen sanığın Katılanın güveni sarsıcı olumsuz tutum ve davranışlarını kanıtlamaya yönelik eyleminde hukuka aykırı davranma bilinci ile hareket etmediği, atılı suçların yasal unsurları oluşmadığından CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmelidir' T. C. YARGITAY ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ Esas : 2017/6312 Karar : 2018/3603 Tarih : 28.03.2018
'Sanığın katılana gönderilen telefona casus program yüklemek suretiyle katılanın telefon konuşmalarını kaydettiği. ….. sanığın katılanın telefon konuşmalarını kaydetme eyleminin TCK'nın 132/1. maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu' T.C.YARGITAY ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ Esas : 2017/339Karar : 2018/530 Tarih : 17.01.2018
'Sanığın haberleşme içeriğini kaydetmesi ve bu kaydı içeren CD'yi derdest dava dosyasına delil olarak vermesi şeklindeki eylemleri TCK'nın 134/1-2 maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve TCK'nın 132/3 maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir. TCK'nın 132/3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilecek ise de, konuşmanın detaylarına ilişkin dökümünü üçüncü kişi veya kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltıp dağıttığı iddia edilmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispata yönelik eyleminde hukuka aykırı davrandığının bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir. Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas: 2014/13474 Karar: 2015/3 Tarih : 12.01.2015
'İki veya daha fazla belirli veya belirlenebilir kişinin, başkalarının bilmemesi gerektiğine dair haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliğin sağlanmasına özen göstererek, uygun vasıtalarla (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak sembollerle (söz, yazı, işaret vb.) paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumları. ), özel hayatla ilgili olsun ya da olmasın, doğrudan ya da dolaylı olarak (zarfı açılmadan ışığa maruz kalan bir mektup örneğinde olduğu gibi), başka kişi ya da kişiler tarafından, özel bir çaba ile, doğrudan ya da dolaylı olarak (zarfı açılmadan ışığa maruz kalan bir mektup örneğinde olduğu gibi) paylaşılabilir. Özel hayata ilişkin olsun veya olmasın, elverişli vasıtalar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla, diğer kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı olarak (zarfı açılmadan ışığa tutulan mektup örneğinde olduğu gibi) paylaşılan bilgi, düşünce, duygu ve davranışların okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eylemi 5237 sayılı TCK'nın 132/1-1. maddesinde tanımlanmıştır. Cümlede; anlaşılabilir olsun veya olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydedilmesi eylemi, yani Yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin başka bir nesneye aktarılarak (örneğin ses veya görüntünün manyetik bir banda aktarılarak, kağıt, defter vb. başka bir nesne üzerine yazılarak, kopyasının çıkartılarak, elektronik iletinin taşınabilir bir belleğe veya CD'ye aktarılarak) sabitlenmesi aynı Kanunun 132/1-2 maddesinde tanımlanmıştır. Cümlesinde; ilgili kişi veya kişilerin rızası olmaksızın başkalarına ait haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesi yani; yayılması, açıklanması, açıklanması, duyurulması, ilan edilmesi, kamuya duyurulması fiili, özetle; aynı Kanunun 132/2. maddesinde; kişinin kendisi ile yapılan haberleşmenin içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilecek bir ortamda, ilgili kişi veya kişilerin rızası olmaksızın ifşa etmesi fiili, aynı Kanunun 132/3. maddesinde tanımlanmıştır. İlgili kişi ile yapılan haberleşmenin içeriğinin belirtilmeyen ve birden fazla kişi tarafından algılanabilecek şekilde kamuya açık bir ortamda ilgilinin veya ilgililerin rızası olmaksızın açıklanması fiilinin suç olduğuna karar verilmiştir: 2012/17817 Karar: 2013/17887 Tarih : 01.07.2013
KATEGORİLER
Telefon görüşmeleri, sms veya Whatsapp mesajlarının haklı bir nedenle yayınlanması suç mudur? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Koçak, Eskişehir Avukatı HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek…
Telefon Görüşmelerini, Sms veya Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Nedenle Yayınlamak Suç mudur | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Koçak, Eskişehir Avukatı HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesine göre(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden… Telefon Görüşmelerini, Sms veya Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Nedenle Yayınlamak Suç mudur | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU Bu suç Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek…
BLOG
Yargılama sonunda kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ile haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Sanığın boşanma aşamasında olduğu eşi katılanın facebook adresine girerek katılanın mesajlaşma içeriklerini alıp aralarında devam eden boşanma davasında delil olarak sunduğunun iddia ve kabul edildiği olayda, katılanın taraf olduğu mesajlaşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığını iddia etmeyen sanığın veya çoğaltıp dağıttığına ilişkin iddialar karşısında, sanığın katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışlarını kanıtlamaya yönelik eyleminde hukuka aykırı davranma bilinciyle hareket etmediği gözetilerek, atılı suçların yasal unsurları oluşmadığından CMK 223 2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmelidir.
'Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin öğrenilmesi suretiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin yöntemi suçun oluşumu açısından önemli değildir. Örneğin bu haberleşme mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta ile yapılabilir. Bu suç için önemli olan haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmış olmasıdır. Bu haberleşmenin tarafı olmayan bir kişi de bu suçu işleyebilir. Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlal edilmesi bu suçun temel şeklini oluşturur. Ancak haberleşmenin içeriğinin, yani konuşulanların veya yazılanların kaydedilmesi suretiyle bu gizliliğin ihlal edilmesi bu suçun nitelikli hali olarak tanımlanmıştır. Örneğin telefon konuşmalarının ses kayıt cihazı ile kaydedilmesi halinde suçun bu nitelikli hali gerçekleşmiş olur. Belli bir suça ilişkin soruşturma kapsamında, Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu kuşkusuzdur. Maddenin ikinci fıkrasında kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Haberleşmenin içeriği hukuka uygun bir yolla öğrenilmiş olabileceği gibi, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle de öğrenilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesi ve yayılmasıyla, diğer bir deyişle yetkisiz kişilerin öğrenmesine imkân sağlanmasıyla oluşur. Fıkra metni bu ifşanın hukuka aykırı olduğunu açıkça vurgulamaktadır. Bu bakımdan, örneğin, kişiler arasındaki telefon konuşmalarının kayıtları savcılığa veya mahkemeye verilirse veya duruşmada açıkça dinlenirse veya okunursa, söz konusu suç oluşmayacaktır. Öte yandan, kişiler arasındaki konuşmaların içeriklerinin, yasaya uygun olarak kaydedilmiş olsalar bile, soruşturma devam ederken örneğin televizyonda veya gazetelerde yayınlanması halinde bu suç oluşacaktır.
Tamam: